Hürriyet

23 Kasım 2012 Cuma

cumartesi

Gürültülü konuşma benimle.
Bu şehirde çatılı evler var.
Çoçuklarını yeni uyutmuş anneler var..
Yarın Cumartesi.
Gündüz işe koyulacak abiler kadar..

Masanın diğer ucunda Hilmi vardı.
Yanına kimseyi oturtmadı.
Yazdan kalma bir siniri vardı. Belli.
''Gelirken''dedi.
Yolda dolmuş şöförü abiyle kavgaya tutuştuk.
Cüzdanı kapdırdım.
Şiveli bir ezgiyle '' Zalimin birine'' dedi.
Ayakları senkronize bir uyumla yerinden oynuyordu.
Telaşlı ve korkmuştu..

Abi dedi.
Babam bilmesin.
Loto parası vardı cüzdanımda.

''Bunu düz bir metin olarak iletme kendisine lütfen''

12 Kasım 2012 Pazartesi

Melodi


Yataktan doğrulup bana baktı.
Yüzü solgundu,
hastalığının bir kaç ayı henüz geçmişti.
Avuçlarının içi hala çok terliyordu.
Endişeliydi.
Duraksadı ve..

''Mutluluk'' dedi.
Sadece cadde girişlerini süsleyen bir kelime olarak duracak öylece.
Herkesin içinde ama yalnız..

Kulağımda yine o bilindik melodi çalınmaya başladı.
Sadece melodisi var ama 
sözleri yok.

Bazen size de olmaz mı.
İzah etmekte güçlük çektiğiniz anlar belli-belirsizleşir önünüzde.
Sadece bir melodi olur 
sözleri olmayan..

11 Kasım 2012 Pazar

İzaha gerek yok.

Ellerimi koyacak yer bulamazken
çeplerimden başka
Boyumdan büyük işlere kalkışıyorum.

Kolay sanıyorum
Neşesine ortak olmak birisinin.

İzah etmek gurbeti
kolay sanıyorum.

Takvimden günleri eksiltmek daha kolay bazen.




8 Kasım 2012 Perşembe

Diyalog

-Görmeden özlemek nasıl bir şey peki sen bunu biliyor musun ?


Biliyorum tabi.
Kesik kesik çalan bir şarkıya eşlik etmeye benzer biraz.
Hep eksiklik hissi durur kapında.
Dışarı çıkmaya cesaret edemezsin.

Özlemek birazda kaybetmekten korkmaktır.
Bilirmisin..