Hürriyet

25 Ağustos 2013 Pazar

Kanepe

Sabahın ilk ışıkları zemin kat odama güç bela giriyor. Kolaylık olsun diye pencereleri ardına kadar açıyorum. Üstüm başım geceden kalma. Yorgunum.   Fena yorgunum. Müzik diyorum. Çare müzik. Kanepemin yanında hemen. Uzanıp açıyorum. Çalıyor. Kanepeye uzanıyorum. Yüzüm dışarı dönük. Yüzüm güneşe..Sabahın ilk ışıklarını yüzüme sürüyorum. Gözlerimi kapamayı deniyorum. İçimden bir ses kesiliyor yüksek sesle. Aç diyor. Aç gözlerini.
Aç ki açlığını unut. Aç ki açlığını unutsun istanbul. Gri geceler yok. Sabahlar var. Sabahlar ki zemin kat yalnızlığı doldursun içine.. Ayaklar geçiyor. Bacaklar.. Erkek bacakları.. Kadın bacakları.. Fena halde çocuk bacakları.. Gözlerimden.. Göğsümden.. 

Doğruldum. 
Karşı kanepenin yalnızlığına baktım. 
Gözlerimi kıstım ve İçimden..

Karşı kanepeye
Derin ve münasebetsizce bir özlem duydum..


16 Ağustos 2013 Cuma

Kıyamet

Sen susma. 

Sen susunca etraf karanlık.

Etraf bi ton kıyamet..

Müslüm Yüksel/kıyamet

13 Ağustos 2013 Salı

Ağaç

Seni bir ağacın gölgesine denk düşürüyorum. Akşam üstleri..
Gözlerim diyorum. Gözlerim,
bir ağacın köklerine eğiliyor.