Hürriyet

28 Ağustos 2012 Salı

kırıntılar-ı

Affına sığındığım zamanlar arıyorum.
Zamanlar şimdi kış ortası..
Uzak bir iklim.
Sofranın üzerindeki ekmek kırıntıları..


yitip-

Yitip gitmesin diye
en sevdiğim hırkayı yıkamaya çekiniyorum.
Annem kızmakta henüz.
Seni özlediğimi kalmadı bir şey -Hatırlatacak.
Şarkılarda keza.


küpe

Kulağımda küpe olsun diye
yabancı şarkılara eşlik etmeyi öğreniyorum.
Bu sana duyduğum özlemi özetler.
Sanırım.
Seni özlemek yabancı bir şarkının sözlerini ezberlemeye benziyor.


''Off''

Halbuki!
Esasen bilmediğim sebeplerden ötürü.
Üstünü örtmeyi unutmuştum.
Farklı anılarımız çarpışmış olabilir.
Bir ''Off'' miktarı çarp kapını.
Kapında beklemekte güzeldir.



Boş kağ-

O kadar sıkıldım ki!

''Boş kağıtlara adımı karalamaktan başka bir şey yapmayı düşünemez oldum.''


22 Ağustos 2012 Çarşamba

feyz

Bir zamanlar Zeki Müren dinlerdik.
Şimdi birbirimizi dinliyoruz.
Saçma sebeplerden ötürü.

Bir yarası var herkesin cebinde hazır bekleyen. Lafı sözü denk geldiğinde anlatmaya hazır.
Cümle kurmaktan aciz.İki kelimenin kitabını yapan hesap düşkünü cüsesesi kafasında büyük adamlar bunlar.
Şideti hayat biçimi haline getirmiş yol yorgunu adamlar bunlar.
Birbirinde feyz alan adamlar bunlar.
Sözüm ona..

Bir vakit.
Vazgeçilir gibi değil. 
Şefkatım cüseme fazla geliyor. 
Gardımı düşürmekten başka seçeneğim kalmadı..

20 Ağustos 2012 Pazartesi

barış

Vijdanımıza hunharca saldırıyorlar. Kast ediyorlar canımıza.. Eksiliyoruz.
Adı nolursa olsun insan öldürmenin adı yok.
Hoyrat bir söz olmak istiyorum. Adı insanların dilinde yankılanan..
Barış.
Bir çoçuğun adı.
Bir eylem.
Bir sonuç.

15 Ağustos 2012 Çarşamba

margarin

Endişeliyim.
Tırnağımı kemiriyorum.
Sanırım çok uzak olmayan bir zaman sonra umutlarımızı satın alacağız.
Bakkal'dan margarin almak gibi mesela..
yada pazardan mandalina almak.
Uygun örnek teşkil etmesi açısından söylediklerim yer etsin zihninizde..

Korkularımız çok uzakta olmayacak ''Aynen''.
Çeplerimizi karıştırırken bozuk paralarla saçılacaklar etrafa..
Belki yanımızdan geçen teyzenin korkularına karışıp güdecek önümüze..
Tavırsız kalacağımız zamanlarımız olacak ziyadesiyle
neden sorusunun beynimizde yer etmesine gerek duymayacağız.
Alnının bütün akıyla durumu kabullenmenin teslimiyeti içerisinde olacağız..

Babalarımızın lafını ettiği çok gezen bilir gerçeği yüzümüze çarpacak okuduğumuz onca kitabın arasında..
Vakit var demek isteyeceğiz kendimize
Bakkala gidip o vakit bir paket umut satın alacağız.
Teslimiyet fazla sürmeyecek..
Babalarımız haklı yanları yanımızda bitiverecek aniden..

Kendini yolda bulacaksın aynı vakitte.
Yabancı bir şarkı yankı bulacak kulağının içinde hemde..
Anlamayacaksın..
Yolda olacaksın.
Bir paket umudunu ekmeğe bandırıp margarin niyetine ..
Bulayacaksın ağzının aç kalmış yanlarına..






11 Ağustos 2012 Cumartesi

Evs-8,9,10,11

Şimdi masada iki adet geri dönüşüme müsait pil bulunmakta ahizeden Kat Frankıe- People şarkısı yankılanıyor. İkisi arasındaki ironik durumu anlamakta güçlük çekiyorum kendime. Dem vurmanın geri dönüşüme bir katkısının olacağının sanmıyorum. İhtiyacım olduğu ölçüde belimi doğrultabiliyorum gerisi yalan kanımca..

Suni yüzeyli derilerini yüzüne geçirmiş epey oğlan çoçuğu var etrafımda elinde kocaman makinalarıyla..
Öte yandan askere giden samimiyeti eli ayağına yüzüne bulanmış dostlar..
Dengesini hangi yönde kuracağımı bilemediğim bir durum bu..

bu aralar yazmak gelmiyor içimde..

Mussomeli Caltanissetta, İtalya/ 09/10/11/.08.2012

8 Ağustos 2012 Çarşamba

Evs-7

Evimin kapılarını iki gün sonra tekrar açmanın utancı içindeyim. Anthony bir kaç gündür yok. 
Dolayısıyla keyfimde yok. Müzlüüüm demesini özledim..
Günü rutin bitirmenin kıyısındaydık. Ama gelen güzel haberle hareketlendik bir anda.
Soluğu eğlenebileceğimiz güzel bir yerde aldık. Geç saatlere kadar eğlendik ve bolca muhhabetin dibine vurduk adeta.

İbo'nun şortu ile gecemi sonlandırıyorum.

İyi geceler.

Mussomeli Caltanissetta, İtalya/ 08.08.2012

pasl-ı

Duyulmasın diye gerçekler.
Paslı sebepler sunduk kendimize.
Adımız bir köy meydanı kadar kirli adeta.

Kimse konuşmaz
-akar hayatın sessizliği-
Anneler kalır en geride.
Kendi çocuğunu arayan 
anneler!


aslolan

Aslolan suretimi devralıp sessizliğimden.
Göğün sonsuzluğuna yol aldım.
Dünya kadar yorgunum.
Tökezlemeye meyilli ayaklarımın 
uçsuz bucaksız yalnızlığından 
sesleniyorum sana;

''Yitirdiklerinle gel''


7 Ağustos 2012 Salı

Evs-6



Yoluma cıkan her ayrıntı ayrı bır hassasiyet konusu.

Unutmaya çalıştığın ufacık bir ayrıntı hiç umadığın bir zamanda köşeye sıkıştırır seni.. Çare aramak daha zordur kabul etmekten.. İçinden çıkılmaz bir hal almaya başlayınca durum zamanın caydırıcılığına kanarsın. Heybemde ne kadar edilmemiş cümlem varken hazırda zamanın iyi taraflarına bıraktım..

Belirsizliklerimi toplum önünde sergilemenin riski çokça fazla..

Uzatmadan karmaşayı içimde yaşamaya devam etmeliyim..

Bugün kapılar çok fazla çarptı burada. Havalar gündüz sıcak geceler serin ve rüzgarlı oluyor genelde.

Diş ağrısını yansıtmayan Onur. Doktora gitmekte karar kıldı bugün. Yanında herzaman ki gibi çantası..

Zeynep çok fazla uyudu bugün.. Erken yatmasıda cabası..

Ezgi telaşlı .. Yarın sevgilisi ameliyat olucak sabah 6’da..

İbo sünnet mevzusunu açınca ortaya komik diyaloglar çıktı haliyle.. Üstünde herzaman ki gibi Bursaspor şortu ile..

Gülhan elinde su şişesi bitmesinden korkuyor adeta.. Bu benim Bu benim diye.. Neşeliydi bu gün hastalığı düzelmişti biraz..

Emir Oruçluydu ve haliyle sessiz.. Belli etmesede vücudu su kaybetmişti ziyadesiyle..

Bu gün pazardan aldığımız meyvaları yerken tatlandık biraz..

Dahası rutin..

Şimdi kızgınım ve telaşlı..

Yarının düzen ve huzur getirmesini umuyorum..

Mussomeli Caltanissetta, İtalya/ 07.08.2012

6 Ağustos 2012 Pazartesi

Evs-5


Kargaşa kelimesine bugün izlediğim bir dizide rastladım..

Bir hayat bir eş ve çocuk.. Talihsiz bir olaydan sonra gözlerini hastanede açan bir baba.. Üzerinde yaşadığı tramvanın ağırlığını fazlasıyla hissettiren derin bir yara var. Hastanede kendisinden başka kimsenin olmadığını anlaması pek bir zamanını almıyor..

The Walking Dead.

Bu dizi iyi kurgulanmış, hikayesi insanı yormayan ve zombileri en iyi yansıtan dizi..

Sarah Wayne Callies İçin bir şeyler söylemek gerektiğine inanıyorum. Prison Break dizisiyle tanıdım ve çok beğendim.  The Walking Dead dizisinde karşılaşmamız tatlı bir tesadüf oldu..

Söz konusu hisler olunca bazen kendimi eksik hissediyorum.. Çok fazla anlam aramanın çok fazla değer sunmanın gerek olmadığı kanaatine bugün sabah saatlerinde ulaştım. Bilmediğim bir numaranın tesadüfünü yaşadım. Rehberimde olmayan bir numaranın ‘’Nasılsın’’ sorusa yanıt vermem epey güç oldu..

Lavinia ile tanıştım bugün elimde oyuncağı öylece durmuş bizi seyrediyordu. Meraklı gözlerini görünce yanına gittim hemen selam verdim konuşmaya çalıştım kendi dilinde.. Elimden tutup oyun oynamak istediğini söylemeye çalıştı yada ben öyle anlamıştım. Bir süre birlikte oyunlar oynadık. Bazen yaptıklarım çok gülmesine sebep götürüyordü.. Sıyrılmak isterseniz dünyadan.. bir çocuğun gülüşüne bak göz hizasında.. Anca o vakit dünya dolu gelmeye başlıyor.. Çok derin gülüşünde kayboldum adeta.. Birlikte gülüp eğlendik..Arkadaşının doğum günüydü bugün ve doğum günü ezgisi her dilde aynıdır. Eşlik ettik ikimizde unutup meşguliyetlerimizi..devam ettik olanlara..

Uzun bir aradan sonra kaçak çay içmenin tadına vardım burada.

Annemi hatırlattı ilk yudumunda.

Sıcak sohbeti eklenince buradaki dostların değmeyin keyfime.

Gökyüzü her yerde aynı görünür farkettim uzun bir zaman sonradan..

Devam edip sohbetimize sessiz sedasız kendimizce kendimize öylece az biraz korkmadan ..

Mussomeli Caltanissetta, İtalya/ 06.08.2012

5 Ağustos 2012 Pazar

Evs-4




Güne komşumun hayatın sadece olumsuz yanlarının olmadığını gösteren eğlenceli halleriyle merhaba dedim.Ezgisi kulağıma küpe olan dilini bilmediğim bir müzikle keyif yapmak anlatılmaz bir haz. O vakit bir kez daha anlıyorum müziğin evrenselliğini..

Yaşlı bir amcanın evinin penceresinden beni izlediğini farkettim dikkatli gözlerle.. Merhaba demeye vakit olmadan kapadı perdesini.. Sanırım dün gece eve girerken kapıda oturan kendisiydi..  Elinde bastonuyla..

Hazırlanıp dışarı attım kendimi.. Derin nefes alıp beni bekleyen yokuşları bir bir altetmeliydim. Kapımı örtüp yoluma koyuldum. Her zaman yanında geçtiğim kilisenin kapıları kapalıydı bu gün.. Pazar günüydü bu gün..                                           
Nefes almanın vakti yoktu daha fazla yokuş vardı. Her yer kapalıydı bu gün her yer sessiz.. Yolda gördüğüm her kese selam vermenin heyecanı vardı içimde nedeni tarif etmem güç sanırım..

Kendi içinde kocaman bir yerde çocuk olup sataşmak istiyorum herkese.. Nostalji her zaman işe yarar.. İnsanlara olmak istediğini verir.. Cümle içinde olsa dahi çocuk olup nostalji yapasım var..

Varmam gereken yerdeyim.. Mutfakta sürüyor burada hayat.. Herkes sadece yemek yapmıyor burada.. İlk acılarını paylaşanlar oluyor, Diş ağrısından dert yananlar keza, biriken bulaşığın kendi derdinden fazla olduğunu iddaa edenler, elinde telefonu buranın acayipliklerini annesine,sevgilisine,arkadaşlarına anlatmanın telaşına tutuşanlar..

Meşguliyetler bizi akşamın serin tarafına itiyor bi anda..

Sanatın evrenseliği en az müzik kadar.

Kendi lisanımızda suyumuzu içerken akşamın telaşı bir anda çöküyor tüm ağırlığıyla üstümüze.. Tiyatroya gitmeye karar verip yola koyulduk. Vardığımız yere en önce biz geldik sanırım çok az insan var ve başlamak üzere.. Tüm umudumu yitirmek üzereyken insanlar doluştu bir alanda açık havada serin havamıza..

Burada etkinliklerin saati yazmaz hiçbir yerde.. Merak edip sormaya koyulduk bir abimize.. Burada gelenekmiş saat 21:00 da başlar bütün etkinlikler.. Acayipliklerime bir tebessüm daha eklemiş oldum..

Bilmediğim bir dilin serin bir akşamın açık havasında tiyatro izlemekteyim.

Günün özeti;

Bilmediğim bir lisanın tebessümü var suratımda..

Balkona oturup altında serin havanın.

Çay koydum.

İçmeye müsait.


Mussomeli Caltanissetta, İtalya/ 05.08.2012

4 Ağustos 2012 Cumartesi

Evs-3



Ayaklarımı balkondan dışarıya sarkıtmam uzun soluklu bir hal almaya başladı. 

Keza yere değecekmiş gibi hissetmemin başka bir açıklaması olamaz.Anlamaya çalışmam bu yüzden sanırım. Çıkıp kafamın içini insanlarla doldurmam gerektiğini biliyorum. Keza KAFKA boşuna bu konuya değinmezdi varsayıyorum. Karşıma çıkan herkese selam verip çan sesleri arasında kayboluyorum. Yürüdüğüm dar sokaklarda karşıma çıkan her kiliseye girmek isteğim bundan. Her din kendi içinde güzellikler barındırıyor sanırım. Kaybolmanın derin korkusunu yaşamadım hiç dar sokaklardan evimin yolunu ararken. 
Saçının beyazlığından yaşlı olduğunu anladığım dedem yaşındaki adamlar yol kenarlarına dizilip derin soluklu muhhabetlere dalıyorlardı. Cebimde başka bir para birimi var. Yoldan çevirip bir çocuğu kendi dillerinde selamlar veriyorum. Aynı şekilde tepki almamın dayanılmaz samimiyeti bana inanılmaz bir özgüven sağlıyor. Yer edinme çabam daha bir hızlı yol almaya başlıyor o vakit..

Yanından geçtiğim bir küçük kilisiden insanlar cebim dolusu çıkmaya başlayınca dikkatimi çekti.

Merak duygum elimi cebimden çıkarıp içeriye girmem gerektiğini söylüyordu. Niyet edip girdim içeriye.. 
Tüm ihtişamıyla ve mistik kokusuyla serildi bohça niyetine önüme..
Düğün vardı. İnsanlar durmadan fotoğraf çektirmenin telaşına tutuşmuşlardı. Etrafta İsa’nın çarmıha gerilmiş silüeti başı önde duruyordu öylece ve sakin. Diğer yandan Papa’nın gülen yüzü..

İnsanlar bana aldırış etmeden o anın tadına varmaya gayret ediyorlardı. Bu beni ziyadesiyle mutlu etti. 
Kendi ülkemi düşündüm elimde olmayan sebeplerden.. Türkiye’de herhangi bir kasabanın her hangi bir köyün herhangi bir düğününe gittiğini düşün ve etrafı izlediğini hayal et.. O vakit tek düşündüğüm ne zaman dayak yiyeceğim oluyor..Elbetteki böyle durumların olmadığı düğünlerimizde vardır.Tüm bu acayip düşünceler içerisinde dışarı attım kendimi ve dar sokakların samimiyetine teslim edip kendimi yola koyuldum tekrar..

İnançlarım gereği bazı konularda hassas davranıyorum. Niyet edip sahura durmanın güzelliği çan seslerine karışınca tebessüm tokat gibi yapışıyor suratına. Gülmekten alamıyorsun kendini.. Ve sahuru çan sesleri eşliğinde kendi dilinde şükredip çan sesleri arasında sonlandırıyorsun..
Havanın serin olması inançlarımı daha diri tuttuğunu itraf etmekte yarar görüyorum.. Keza aksi durumda ne kadar zorlanacağımı gün gibi meydanda olduğunu söylememe gerek duymuyorum.

Masamda az uzağımda bir portakal olduğunu görünce sevindim. Bana ülkemi hatırlattı nedense.
Annemi,babamı, sınav telaşını bu zamanlarda yüreğinin en sağlam taraflarında hisseden kardeşimi,gırtlaktan konuşmayı kendine huy edinen kız kardeşimi, evinde yeğenime mama hazırlamanın telaşında olan kız kardeşimi hatırlattı nedense..


Mussomeli Caltanissetta, İtalya/ 04.08.2012

Evs-2


Kulağımda ezgisini eksik etmediğim Neşet Ertaş şarkısı eşliğinde gün arası uykusuna daldım.

Yolun yorgunluğunu üzerimden atamadım daha,karnım aç ve çok su özlemi çektiğmii söylemeliyim. Kendimi avutmanın yolunu bulmuştum adeta. Duvarda asılı Meryem Ana sülieti bana tarifi manasız bir güç veriyordu. Henüz yatakta olmanın verdiği ayrı bir keyif eşliğinde Meryem Ana’nın bağışlayıcı bakışları arasında kayboldum.Kaldığım evin idari  işleri benden sorgulanıyordu. Çok değil birkaç sene evel kendi idari sorumluluğumu yürütmenin güvenini almıştım babamdan alnımın akıtığı terle anahtar niyetine.
Kendi yaşadığım evin kapısını açarak başlamıştı bu süreç..

Şimdi bir yarım adanın ortasında şirin bir evin anahtarını taşıyorum cebimde.

Balkonunda çiçeklerin olduğu,samimiyeti diğer balkonla arasında yarım metre mesafede duran küçük ve bir o kadar da huzurlu bir balkonun anahtarını taşıyorum cebimde.  Etrafımda dillerini henüz bilmediğim bir sürü şirin komşum var. Teslimiyet duygusu bende çok önceden olan ve kendini buradada tekrar eden balkondaki çiçekler kadar özgür bir anahtar benliğinde  girdi cebime. Buzdolabımda değişik tadların biraraya geldiği  bir yer olduğunu söyleyebilirim.

Alıştığım düzenin dışında bir düzenin içine kendime yer bulma çabam devam etmekteydi. 

Bu süreci yaşamanın ayrı bir heyecanı dursun bir yana zaman hızlı akmaya başladı sanırım. Ölçüsü belli heyecanlarım kendini tekrarlamaktan vazgeçmeye başladı. Teslimiyet duygusu  benliğime yer edinmeye balkonuma serdiğim çulun sıcaklığı kadar sahici olmaya başladı..


Mussomeli Caltanissetta, İtalya/ 03.08.2012

2 Ağustos 2012 Perşembe

Evs-1

Bu gün yeni bir kültürün içinde yer edinebilmenin ilk günü.. Uykumu az almış bir vaziyette uyandım bu sabah.
En azından kullanılmış bir kanepede. Yolculuğun karmaşık geçmiş olması bundan sonraki kaybolma girişimlerime ışık tutar nitelikteydi açıkçası. Kanepenin rahatı batmış olmalı sırtımda az biraz ağrı vardı.
Annem sırtını kapa üşütürsün demişti. Sesi kulaklarımda yankı bulunca aramaya niyetlendim. 
Yol uzundu epey ve iftara çok vardı. Arayıp dramatize etmeye severiz ailecek birbirimizi.. 
Tanıdık var mı oğlum oralarda yabancılık çekersin. sıkılırsın dedi. Burada çok tanıdık var dedım.. 
Annem anlata dursun ben çay içmeye yol ettim kendimi..Heves etmek manasızmış burada çay içmeye 
bu kültürün içine yer bulamamış kendine çay.
Çayın olmadığı yerde samimiyette olmaz.
Dostlukta. Ama yan komsu bu lafımı duydu galiba
bunun tuhaflığını yasaya durayım ben. 
Aklıma İsmail Abi geldi. Bir anda. Tutup onu arayamazdım annem gibi ama burada olsaydı iyiolurdu.
''Adam bana çay verdi ya çay çay. Çay veren adam kötü olur mu yaa.''
Ahh İsmail abi seni tanısa burası çok sever.


Herkes farklı beklentilerle gelmiş buraya. Cebinde herkesin uçurtmaya müsait hayalleri duruyor.
Bir o kadar endişleri, korkuları..
Aynı masada oturabiliyoruz. Her sandalye ayrı bir kültürü temsil edıyor adeta.
Gece inince burada perde niyetine önümüze karnımızın doyurmanın telaşı doluşuyor bos midemize.
Farklı kültür olsa da masadakiler aynı mideye sahip
ve makarna her dilde makarnadır
ve vazgeçilmezdir..


Olmayan suyun bile tadı güzel burada
her şey ölçülü ve tartılı
insan ilişkilerine de yansıyor bu.
Konuştukları dile de.


Bilmediğin bir dili çok az bildiğini düşündüğün bir başka dille öğrenmek
en az farklı bir kültürde yer edinmek kadarda çetin ve ilginç.


I
İlk günün yorgunluğu ve yer edinme çabası bir yana dursun
yeni deneyimleri kendine monte etmenin tatlı bir çabasıdır.
Burada olmak.


Hadi kapat oğlum! 
İlk günden çok yazmasın.
Sevgiler anne.


Mussomeli Caltanissetta, İtalya/ 02.08.2012
17:56