arkamdan sinsice yaklaşan
annem elinde bir tabak dolusu nar'la girdi odama.
Yokluğuna alışmaya çabalamam tam 8 dakika sürdü anlayacağın.
Bir tabak dolusu nar ve yanında çubuk kraker..
Bira.fm açtım.
''Düşen bir yaprak görürsen beni hatırla demiştin.
Biliyorsun seni ben ne çok sevmiştim''
Tanrıyla iç konuşmalarım sürüyor öte yandan
nar'ın teki dişlerimin arasına sıkışmış cebelleşiyoruz.
Kendimi üstünde şapkası olmayan a harfine benzetiyorum.
Cümle içinde kullandıkça kendimi deforme olan hanım teyzelere benziyorum az yavaştan..
Evet.
Varlığın binlerce mill öteden başımı döndürüyor.
Bu tespit ne yaman bir tespit
kurarken kendi kafasında bu cümleyi halet-i ruhiyesı ne durumdaydı yazanın..
Bazen seni yazmak hayal etmekten daha kolay oluyor.
Yazmak kolay çünki.
Yazmak kurmaktır kafanda bir dünyayı..
Bazen
fazlaca derin düşünmeye başladığımda seni
gerçekliğini yitirmeye başlıyorum
Rüyamın bir bölümünde olduğumu düşünüyorum.
Kaybolup gidecekmiş gibi.
aniden.
Uyanınca ne rüya gördüğümü hatırlamaya çalışmak gibi..
Karışıyor bazen..
Bazen çok klişe bir söylem olarak ; Felek senin evin yıkılsın'
Bugün 15.günü
dakikalar evvel..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder