Hürriyet

14 Mart 2013 Perşembe

Bir kadınla bir istinat duvarı arasındaki ilişki

Bir kadınla
bir istinat duvarı arasındaki ilişki
ve
bir kedi.

Kendisiyle karşılaşmamızın olanak dışı olduğu bir günün ertesi.
Okul kantini kendi kapasitesinin üstünde çalışıyor.
Hocalar kendi bağımsız mücadelesinin derdindeler ve
ikili ilişkiler üzerine tez yazan iki öğrencinin fikir çatışmasına şahit oluyorum. Kardeşimin ev kirası geçikmiş. 
Aksilikler diz boyu.
Aksanı bozuk bir iskoç bana ''la'' demeye çalışıyor.
İzlediği dizilerin etkisinde kalan tek millet değiliz.
Paçayı bir şekide kotarıyorum. Anılar depreşiyor.
Bir sahil kasabası,
bisiklet,
deniz,
içinde yalan adına ne varsa bir gömlek fazla gelen uykusuz martılar.. Üstleri başları kirli..
Belli uzun yol gelmişler.
İşte o vakit bir sandalyenin varlığına şükrediyorsun.

Ağlama duvarı olmuş çay evleri,
sözlerine dikkat etmeyen elleri kirli adamlarla doluşmuş,
Acımın karşılığı radyodan çalan müziğe denk.
Halimden seyyar satıcılar anlar.
Uykusuz
aç yılanlar,
Bir ceylanı mideye indirmenin telaşı,
Ucuz kitaplar var.

Annemin akşamüstü sefası babamın astımıyla bölünüyor.
Küfürlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez.
Hanesine bir küfür daha yazdırmamak için ne kadar dirensede nafile.
Bütün anneler biraz küfür.
Biraz inanç.
biraz din.

Başladığım her cümle
sonuna getiremediğim hikayelere dönüşüyor.
Bir sahil kasabası yalnızlığı yaşıyorum.
Her kelime
her cümle
biraz kış
biraz da istinat duvarı
mübarek..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder