Hürriyet

4 Ağustos 2012 Cumartesi

Evs-3



Ayaklarımı balkondan dışarıya sarkıtmam uzun soluklu bir hal almaya başladı. 

Keza yere değecekmiş gibi hissetmemin başka bir açıklaması olamaz.Anlamaya çalışmam bu yüzden sanırım. Çıkıp kafamın içini insanlarla doldurmam gerektiğini biliyorum. Keza KAFKA boşuna bu konuya değinmezdi varsayıyorum. Karşıma çıkan herkese selam verip çan sesleri arasında kayboluyorum. Yürüdüğüm dar sokaklarda karşıma çıkan her kiliseye girmek isteğim bundan. Her din kendi içinde güzellikler barındırıyor sanırım. Kaybolmanın derin korkusunu yaşamadım hiç dar sokaklardan evimin yolunu ararken. 
Saçının beyazlığından yaşlı olduğunu anladığım dedem yaşındaki adamlar yol kenarlarına dizilip derin soluklu muhhabetlere dalıyorlardı. Cebimde başka bir para birimi var. Yoldan çevirip bir çocuğu kendi dillerinde selamlar veriyorum. Aynı şekilde tepki almamın dayanılmaz samimiyeti bana inanılmaz bir özgüven sağlıyor. Yer edinme çabam daha bir hızlı yol almaya başlıyor o vakit..

Yanından geçtiğim bir küçük kilisiden insanlar cebim dolusu çıkmaya başlayınca dikkatimi çekti.

Merak duygum elimi cebimden çıkarıp içeriye girmem gerektiğini söylüyordu. Niyet edip girdim içeriye.. 
Tüm ihtişamıyla ve mistik kokusuyla serildi bohça niyetine önüme..
Düğün vardı. İnsanlar durmadan fotoğraf çektirmenin telaşına tutuşmuşlardı. Etrafta İsa’nın çarmıha gerilmiş silüeti başı önde duruyordu öylece ve sakin. Diğer yandan Papa’nın gülen yüzü..

İnsanlar bana aldırış etmeden o anın tadına varmaya gayret ediyorlardı. Bu beni ziyadesiyle mutlu etti. 
Kendi ülkemi düşündüm elimde olmayan sebeplerden.. Türkiye’de herhangi bir kasabanın her hangi bir köyün herhangi bir düğününe gittiğini düşün ve etrafı izlediğini hayal et.. O vakit tek düşündüğüm ne zaman dayak yiyeceğim oluyor..Elbetteki böyle durumların olmadığı düğünlerimizde vardır.Tüm bu acayip düşünceler içerisinde dışarı attım kendimi ve dar sokakların samimiyetine teslim edip kendimi yola koyuldum tekrar..

İnançlarım gereği bazı konularda hassas davranıyorum. Niyet edip sahura durmanın güzelliği çan seslerine karışınca tebessüm tokat gibi yapışıyor suratına. Gülmekten alamıyorsun kendini.. Ve sahuru çan sesleri eşliğinde kendi dilinde şükredip çan sesleri arasında sonlandırıyorsun..
Havanın serin olması inançlarımı daha diri tuttuğunu itraf etmekte yarar görüyorum.. Keza aksi durumda ne kadar zorlanacağımı gün gibi meydanda olduğunu söylememe gerek duymuyorum.

Masamda az uzağımda bir portakal olduğunu görünce sevindim. Bana ülkemi hatırlattı nedense.
Annemi,babamı, sınav telaşını bu zamanlarda yüreğinin en sağlam taraflarında hisseden kardeşimi,gırtlaktan konuşmayı kendine huy edinen kız kardeşimi, evinde yeğenime mama hazırlamanın telaşında olan kız kardeşimi hatırlattı nedense..


Mussomeli Caltanissetta, İtalya/ 04.08.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder