Ayaklarımı balkondan dışarıya sarkıtmam uzun soluklu bir hal
almaya başladı.
Keza yere değecekmiş gibi hissetmemin başka bir açıklaması
olamaz.Anlamaya çalışmam bu yüzden sanırım. Çıkıp kafamın içini insanlarla
doldurmam gerektiğini biliyorum. Keza KAFKA boşuna bu konuya değinmezdi
varsayıyorum. Karşıma çıkan herkese selam verip çan sesleri arasında
kayboluyorum. Yürüdüğüm dar sokaklarda karşıma çıkan her kiliseye girmek
isteğim bundan. Her din kendi içinde güzellikler barındırıyor sanırım.
Kaybolmanın derin korkusunu yaşamadım hiç dar sokaklardan evimin yolunu
ararken.
Saçının beyazlığından yaşlı olduğunu anladığım dedem yaşındaki adamlar
yol kenarlarına dizilip derin soluklu muhhabetlere dalıyorlardı. Cebimde başka
bir para birimi var. Yoldan çevirip bir çocuğu kendi dillerinde selamlar
veriyorum. Aynı şekilde tepki almamın dayanılmaz samimiyeti bana inanılmaz bir
özgüven sağlıyor. Yer edinme çabam daha bir hızlı yol almaya başlıyor o vakit..
Yanından geçtiğim bir küçük kilisiden insanlar cebim dolusu
çıkmaya başlayınca dikkatimi çekti.
Merak duygum elimi cebimden çıkarıp içeriye
girmem gerektiğini söylüyordu. Niyet edip girdim içeriye..
Tüm ihtişamıyla ve
mistik kokusuyla serildi bohça niyetine önüme..
Düğün vardı. İnsanlar durmadan fotoğraf çektirmenin telaşına
tutuşmuşlardı. Etrafta İsa’nın çarmıha gerilmiş silüeti başı önde duruyordu
öylece ve sakin. Diğer yandan Papa’nın gülen yüzü..
İnsanlar bana aldırış etmeden o anın tadına varmaya gayret
ediyorlardı. Bu beni ziyadesiyle mutlu etti.
Kendi ülkemi düşündüm elimde
olmayan sebeplerden.. Türkiye’de herhangi bir kasabanın her hangi bir köyün
herhangi bir düğününe gittiğini düşün ve etrafı izlediğini hayal et.. O vakit
tek düşündüğüm ne zaman dayak yiyeceğim oluyor..Elbetteki böyle durumların
olmadığı düğünlerimizde vardır.Tüm bu acayip düşünceler içerisinde dışarı attım
kendimi ve dar sokakların samimiyetine teslim edip kendimi yola koyuldum
tekrar..
İnançlarım gereği bazı konularda hassas davranıyorum. Niyet
edip sahura durmanın güzelliği çan seslerine karışınca tebessüm tokat gibi
yapışıyor suratına. Gülmekten alamıyorsun kendini.. Ve sahuru çan sesleri
eşliğinde kendi dilinde şükredip çan sesleri arasında sonlandırıyorsun..
Havanın serin olması inançlarımı daha diri tuttuğunu itraf
etmekte yarar görüyorum.. Keza aksi durumda ne kadar zorlanacağımı gün gibi
meydanda olduğunu söylememe gerek duymuyorum.
Masamda az uzağımda bir portakal olduğunu görünce sevindim.
Bana ülkemi hatırlattı nedense.
Annemi,babamı, sınav telaşını bu zamanlarda yüreğinin en
sağlam taraflarında hisseden kardeşimi,gırtlaktan konuşmayı kendine huy edinen
kız kardeşimi, evinde yeğenime mama hazırlamanın telaşında olan kız kardeşimi hatırlattı
nedense..
Mussomeli Caltanissetta, İtalya/ 04.08.2012
Mussomeli Caltanissetta, İtalya/ 04.08.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder