Hürriyet

19 Mayıs 2013 Pazar

Bir kadına şiirler okumanın büyüsü

Bizim mahallenin girişinde değişik desenlerde tabelalar var.
Bunun bir manası olduğu konusunda her gece kendime değişik tarzda sorular yöneltirim.
Baharlar gelmiştir. Kışlar kovalanmıştır. Şarkılar söylenmiştir.
Her defasında sözleri değiştirilmiş.
Varlığımın bu evrende kapladığı alan elbetteki önemsiz sayılabilecek ölçüde.
Ağlamak henüz ayıp sayılan bir eylem.
İçinde ''eylem'' geçen her cümle kendi sonunu hazırlayan birer sanık.
Üzülmek lüks 
Otobüsle seyahat etmek keza.

Caner abi var bizim muhitin sakinlerinden.
Ağlama duvarı mübarek.
Bir kadın uğruna kendi yaşından fazla türkü dinlemiştir.
Neşet Ertaş'ın öldüğü gün bir demlik çay içtiği söylenir.
Kırk gün sakalını traş etmemiş.
Kırk gün sadece Neşet Ertaş dinlemiş.
Hakkında yapılan dedikoduların haddi var.
Hesabı yok..

Bir kadına şiirler okumanın büyüsü
günümüz şartlarına ne derece adapte edilebilir ki.
Bir masanın etrafına oturtulmuş kadınlar düşünün.
Yanına kalem alsalar
bir miktarda kağıt mesela
ve sadece yazsalar.
Biraz anlaşılır olmaz mıydı
dünya ve masalar..

Bari sen yapma bunu.
Sahi masadan aldın mı
o kağıt parçasını..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder