Hürriyet

22 Mayıs 2013 Çarşamba

Sahici şarkılar sende en sevdiğim tişört gibi duruyor.

Yüzümün diğer yarısına söz geçiremiyorum. Un ufak edilmiş cümleler kaldı kapı aralığında. Canının yandığını ve bunu ummadığını söyledi.
Hiçbir kişisel gelişim kitabında un ufak edilmiş sözlerden bahsedilmiyordu.
Yada yüzümün diğer yarısına söz geçiremiyor oluşumun bende yarattığı tahribatlara pansuman deva olmuyordu.
Duygularına ket vurmanın manası varmıydı. Evinin çatısında duran televizyon antenin bozulma sebebi beni ne derecede ilgilendirir. 
Sesli mesajlar ve balkon konuşmaları.
Öksürük şurubunu unutmuştun.
Bunca saatten sonra aklıma gelişinin tek sorumlusu öksürük şurubu.
Bunu hangi siyasi ideolojiyle açıklarsın.
Biten her şarkının sonunu sana halatla bağlayıp derin manalar çıkarmayı nasıl açıklarım.

Sahici şarkılar sende en sevdiğim tişört gibi duruyor. Up uzun bir günün ertesi yorgun argın işten dönen babama bir takım açıklamalarda bulunmam gerektiğinin farkındayım.
Sabah kahvaltıda annemin akşam ne yemek istersiniz sorusuna maruz kalmanın lüksünü yaşıyorum.
Sahici lüksler sabah kahvaltıda annenizle yaşadığınız diyaloglardır.

Pişmanlık dolu bir yüzde oluşan çizgiler cinayet mahalinde geğirmeye benzer.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder