Hürriyet

19 Ekim 2013 Cumartesi

Ayten biraz hayat

Ayten,

Bana yakışmayan o kadar fazla durumun içine itildim ki burdan buna dem vurmamın kimseye bir yararı olmayacak. Senden bahis açıldıkça mutfağa kaçıyorum. Buzdolabının raflarını yeniden diziyorum. Domatesler ayrı. Yeşillikler ayrı rafa. Bozulanlar çöpe. Keşke diyorum. Keşke benimde hislerim Bozdolabı raflarından oluşsa. Keşke senden öncesini ayrı. Seninle olanı ayrı. Senden sonrası ayrı rafa kaldırsam. Keşke bunlar düşüncede olup biten birer fikir olup kalsa. Öyle değil. İçerden sesleniyorlar bana. 
Gel diyorlar. Buzdolabının raflarını düzeltmiş odaya geri dönüyorum. Mutluymuşum gibi yapmaya devam ediyorum. Gülüyorum. Insanlarda gülüyor. Ne çok şey gülmek. 
Ne basit. Açıp içimi baksa biri. Buzdolabının en üst rafına kaldırır. Kışlık diye açmaz altı ay. Kanepede bile yalnızım. Yanımda kimse oturmuyor. Tam karşımda herkes. Tıpkı hayat gibi. Tıpkı sen gibi.

Göz hizamda olmasan keşke.

Omuz hizamda olmanı tercih ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder