Hürriyet

15 Ekim 2013 Salı

Ayten ve buzdolabı

Ayten,


Seni bebek mamasına bular yüzüme gözüme bularım. Seninle tarçınlı sıcak çikolatalar içerim. Buzdolabında dünden kalmış ne kadar yemek varsa ısıtır yeriz.

Kirli elbiselerimizi karıştırıp yıkarız.
Beyazlar ayrı.
Renkliler ayrı.
 Seni alır çamaşır ipine asarım. Hislerine kokulu mendiler işlerim. 
Can’ın istedi diye meyveli dondurma ararım gece 3’te. Bana ehemmiyetsiz sözler kurma. 
Al beni. Yastık kılıfı yap hislerine. Başını koy üstüme. 
Nefesin aksın bana doğru. 

En son seni düşündüğümde baş ağrım vardı. Dün gece idi. Annem rutin diyor. Ben Ayten diyorum. 
Senin marjinal faydan azalmasın diye adını periyordik zamanlarda zikrediyorum. Allah şahidim korkuyorum Ayten. Korkudan bazen çişim geliyor. Heyecanla karışık. Seni her düşündüğümde heyecanım benim odamın tavanına kafa atıyor. Baş ağrısı bu sebepten olabilir. Her neyse seninle bir Park’ta yada çay evinde karşılaşmak istiyorum. Bu bizi mümkün kılar. Bilirsin seninle yalnız kalmaktan korkarım. Korkarım çünkü kalbim bu heyecana müsait değil. Ölmek mantıklı bir ihtimal değil. Ayten, kendime ayakkabı aldım. Ama topuğuma vuruyor. Bugün gidip değiştireceğim. 

Geçerken sana uğrasam balkondan sarkıtırmısın sevgini.

Koklarım biraz. 

İşlerim rast gider.

Parmak uçlaçlarından öperim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder